Roma, İstanbulla birlikte yedi tepe üzerine
kurulmuş iki şehirden biri. Zamanında bu
tepeler üzerine yerleşenler, zaman içinde dinsel oyunlarda bir araya gelmeye
başlamış ve tepeler arasındaki bataklık alanların drenajını yaparak forum ya
da pazar alanları oluşturmuşlar. (Aventine, Palatino, Campidoglio, Quirinal,
Viminal, Esquiline ve Caelian Tepesi.)
Teperler aslında birbirine yakın sayılır ve
şehrin artık öyle merkezinde kalmışlar ki, bazılarının birileri söylemese tepe
olduğunu anlamayabilir bile insan. Hele ki Ankara'nın Dikmeni'nde yaşayan biri
olarak, bana tepe değil, tepecik bile gelmiyorlar diyebilirim J
1-Aventine Tepesi… Aventine tepesi, şehrin
turistik tepelerinden biri. Tepeye çıkarken öncelikle, çeşit çeşit güllerin
olduğu gül bahçesini, ardından dallarından portakallar sarkan portakal
bahçesini ziyaret edebilirsiniz. Her ikisi de küçük bahçeler ama ikisinin de
çok güzel manzarası var. Gül bahçesi antik romanın hipodrumu olan Circo Massimo
ve arka planda Palatino tepesindeki kalıntılara bakıyor. Portakal bahçesi ise,
Tiber nehrinin diğer tarafına Vatikana bakan bir seyir terasına sahip. Burası
Romalı gençlerin evlenme teklifi için tercih ettiği mekanlardanmış J
Tepenin bir diğer turistik yeri de Malta Şövalyeleri Bahçesinin kapısı. Kapının anahtar deliğinden bakıldığında Vatikan görülüyor. Çok kayda değer mi? Her yeri gezdim bu da eksik kalmasın derseniz evet! Bir de şehrin bu kısmını ben pek sevdim.
2- Palatino Tepesi: Palatino Tepesi, Roma Forumunun
içinde kalan ve devasa kalıntıların yer aldığı bir tepe. Biz ilk gidişimizde Collesium’u
çocukla ancak gezince hemen yanı başındaki foruma başka zaman gireriz diye
tepeden bakmakla yetinmiştik. Aradan birkaç gün geçtikten sonra biletin iki günlük
ve Roma forumu ve Palatino tepesi için de geçerli olduğunu farkettiğimizde iş
işten geçmişti. Böylece 24 Eurocuk boşa gitmiş oldu. İkinci gidişimizde de Roma
forumunun kapısında metrelerce sıra var diye Palatino kapısından bilet alalım
dedik. Palatino kapısında “biletler için sol taraf” tabelasını takip etme gafletinde bulunup, tüm
forumun etrafını dolaşmak zorunda kaldık ve 2,5 km ekstradan yol yürüyüp, aynı yere
çıktık J O
yorgunlukla forumu gezdik ama değdi. Dışardan bakınca “görünüyor işte Roma
forumuna girmesek de olur demeyin, içeride bambaşka bir dünya var, gözünüzün
önünde koca bir antik şehir, yaşanmış hayatlar var.
Tepenin bir diğer turistik yeri de Malta Şövalyeleri Bahçesinin kapısı. Kapının anahtar deliğinden bakıldığında Vatikan görülüyor. Çok kayda değer mi? Her yeri gezdim bu da eksik kalmasın derseniz evet! Bir de şehrin bu kısmını ben pek sevdim.
4- Quirinal: Quirinal tepesi, İtalya
Cumhurbaşkanın resmi konutu olan Quirinal Sarayı'na ev sahipliği yapıyor; Roma standartlarında çok da
ahım şahım sayılmasa da görülmeye değer. Tepede asıl görülmesi gereken ise, Dört
Çeşme (Quattro Fontane). Dört
yol ağzının birleştiği noktada dört tanrıyı sembolize eden çok güzel dört çeşme var. Roma’nın diğer çeşmeleri kadar turistik
olmayan, gizli kalmış güzelliklerinden biri.
5- Viminal: Roma'nın yedi tepesinden en küçük olanı ve ana tren istasyonu
Termini’nin bulunduğu alan ama tepe demeye bin şahit ister J Termini, hem ana tren istasyonu hem şehir
içi otobüslerin ana istasyonu, bir nevi şehir merkezi…. Ankara’nın
Kızılayıyla Aşti arası bir yer yani…İnternette boy boy güvenli değil aman ha
gitmeyin gece falan dense de birkaç
hayat kadını dışında olaylı bir şeye rastlamadık Allaha şükür geceleri. Antik
Romayı çevreleyen iki duvardan ilki ve küçüğü
olan Serviyan duvarının tek kalan parçası da Termini de bu arada. Bir
kısmı dışarda, küçük bir kısmı da Metro istasyonu içinde Mc Donaldsla Sephora
arasında korumaya alınmış durumda. Adamların tarihi ne denli koruduğu burdan
belli, fazla söze gerek yok J
6- Esquiline : Tam Kolezyumun karşısına gelen
tepede imparator Neron’un altın evi var. İnternette içinde tur düzenlendiği falan
yazsa da açıkçası ne içine girilecek bir kapı ne de kalıntı bulamadık biz.
Neronun ölümünden sonraki imparatorlar, Kolesyumun 25 katı büyüklüğündeki
araziye yayılmış evi, mümkün olduğunca yerle bir etmişler zira. Ev, Kolesyumun
karşısına denk gelen bir parkın içerisinde. Park, Roma’nın diğer parklarına hiç
benzemiyor ama. Roma’da neresi güvenli değil derseniz artık bir cevabım var. Parkın
neredeyse tamamı uyuşturucu çekenlerle doluydu güpegündüz. Ama öyle gizli saklı
kuytu köşede değil, güzelce yayılmışlar
tüm parka, üstlerinde bir tek şort olan ne’düğü belirsiz tipler, ateşleri
yakmış, alem yapan onlarca adam, çoğu kendinden geçmiş sızmış, gökte mi yerde
mi belli değil tipler… Banklarda, çimenlerde yerlerde yatanlar inanılır gibi
değildi manzara. Üstelik de parkın kapısında Carabinieri varken. Ben bu
jandarmanın ne iş yaptığını çözemedim burada J
7- Caelian: Kolesyumla Caracala Hamamları
arasına denk gelen kısım. Zamanının en gözde yerleşim yerlerinden birisi ve
zengin muhitiymiş. Gerçi, arada havuzlu villalar falan gördük bu bölgede, şu
anda da farklı mıdır bilemem J
Roma, yedi tepeli şehir olarak geçse de, yedi
tepeli şehir aslında Antik Roma. Ama şimdiki Roma’da bahsetmeye değer güzel tepeler de var bence.
1- Pinchio Tepesi, Borghese parkının üzerinden Popolo
Meydanına bakan seyir tepesi… Pinchio, tepeler içinde en güzellerinden bence. Zira
hem baktığı meydan en güzeli, hem de tepeye çıkan yol üzerindeki heykeller ve
ağaçlarla muhteşem bir fotoğraf karesi. Tepeden aşağıyı mınseyretmek yoksa aşağıdan
tepeyi mi seyretmek daha keyifli bilmiyorum.
2-Gianicolo Tepesi: Gianicolo’ya tepe değil küçük
bir dağ demek daha doğru sanki. Kışın gidiyorsanız yüremek tamam ama yaz günü
kesinlikle otobüsle gitmek gerek. Roma’daki her parkta olduğu gibi burda da
çocuklar için ponilere binme imkanı ve oyun alanı var. Vaktiniz varsa ormanın
içinden kıvrıla kıvrıla aşağı yürüyün, oksijenin tadını çıkarın.