9 Temmuz 2016 Cumartesi

Tepeler Şehri Roma

Roma, İstanbulla birlikte yedi tepe üzerine kurulmuş iki şehirden biri.  Zamanında bu tepeler üzerine yerleşenler, zaman içinde dinsel oyunlarda bir araya gelmeye başlamış ve tepeler arasındaki bataklık alanların drenajını yaparak forum ya da pazar alanları oluşturmuşlar. (Aventine, Palatino, Campidoglio, Quirinal, Viminal, Esquiline ve Caelian Tepesi.)


Teperler aslında birbirine yakın sayılır ve şehrin artık öyle merkezinde kalmışlar ki, bazılarının birileri söylemese tepe olduğunu anlamayabilir bile insan. Hele ki Ankara'nın Dikmeni'nde yaşayan biri olarak, bana tepe değil, tepecik bile gelmiyorlar diyebilirim J

1-Aventine Tepesi… Aventine tepesi, şehrin turistik tepelerinden biri. Tepeye çıkarken öncelikle, çeşit çeşit güllerin olduğu gül bahçesini, ardından dallarından portakallar sarkan portakal bahçesini ziyaret edebilirsiniz. Her ikisi de küçük bahçeler ama ikisinin de çok güzel manzarası var. Gül bahçesi antik romanın hipodrumu olan Circo Massimo ve arka planda Palatino tepesindeki kalıntılara bakıyor. Portakal bahçesi ise, Tiber nehrinin diğer tarafına Vatikana bakan bir seyir terasına sahip. Burası Romalı gençlerin evlenme teklifi için tercih ettiği mekanlardanmış J 




Tepenin bir diğer turistik yeri de Malta Şövalyeleri Bahçesinin kapısı. Kapının anahtar deliğinden bakıldığında Vatikan görülüyor. Çok kayda değer mi? Her yeri gezdim bu da eksik kalmasın derseniz evet! Bir de şehrin bu kısmını ben pek sevdim. 




2- Palatino Tepesi: Palatino Tepesi, Roma Forumunun içinde kalan ve devasa kalıntıların yer aldığı bir tepe. Biz ilk gidişimizde Collesium’u çocukla ancak gezince hemen yanı başındaki foruma başka zaman gireriz diye tepeden bakmakla yetinmiştik. Aradan birkaç gün geçtikten sonra biletin iki günlük ve Roma forumu ve Palatino tepesi için de geçerli olduğunu farkettiğimizde iş işten geçmişti. Böylece 24 Eurocuk boşa gitmiş oldu. İkinci gidişimizde de Roma forumunun kapısında metrelerce sıra var diye Palatino kapısından bilet alalım dedik. Palatino kapısında “biletler için sol taraf” tabelasını takip etme gafletinde bulunup, tüm forumun etrafını dolaşmak zorunda kaldık ve 2,5 km ekstradan yol yürüyüp, aynı yere çıktık J O yorgunlukla forumu gezdik ama değdi. Dışardan bakınca “görünüyor işte Roma forumuna girmesek de olur demeyin, içeride bambaşka bir dünya var, gözünüzün önünde koca bir antik şehir, yaşanmış hayatlar var.




3- Campidoglio Tepesi: Campidoglio, Roma forumunun hemen yanı başında, şehrin en merkezi, en turistik yerlerinden. Tepede Capitolini müzesi ve Roma belediyesi var. Müzeye girmeseniz bile, tepeye çıkan merdivenlerde oturup fotoğraf çektirmek, binanın önündeki heykelleri görmek, müzenin hemen yanındaki daracık kısa sokaklardan Roma forumunu tepeden seyretmek şart.


4- Quirinal: Quirinal tepesi, İtalya Cumhurbaşkanın resmi konutu olan Quirinal Sarayı'na ev sahipliği yapıyor; Roma standartlarında çok da ahım şahım sayılmasa da görülmeye değer. Tepede asıl görülmesi gereken ise, Dört Çeşme (Quattro Fontane). Dört yol ağzının birleştiği noktada dört tanrıyı sembolize eden çok güzel dört çeşme var. Roma’nın diğer çeşmeleri kadar turistik olmayan,  gizli kalmış güzelliklerinden biri.



5- Viminal: Roma'nın yedi tepesinden en küçük olanı ve ana tren istasyonu Termini’nin bulunduğu alan ama tepe demeye bin şahit ister J Termini, hem ana tren istasyonu hem şehir içi otobüslerin ana istasyonu, bir nevi şehir merkezi…. Ankara’nın Kızılayıyla Aşti arası bir yer yani…İnternette boy boy güvenli değil aman ha gitmeyin gece falan dense de  birkaç hayat kadını dışında olaylı bir şeye rastlamadık Allaha şükür geceleri. Antik Romayı çevreleyen iki duvardan ilki ve küçüğü  olan Serviyan duvarının tek kalan parçası da Termini de bu arada. Bir kısmı dışarda, küçük bir kısmı da Metro istasyonu içinde Mc Donaldsla Sephora arasında korumaya alınmış durumda. Adamların tarihi ne denli koruduğu burdan belli, fazla söze gerek yok J


6- Esquiline : Tam Kolezyumun karşısına gelen tepede imparator Neron’un altın evi var. İnternette içinde tur düzenlendiği falan yazsa da açıkçası ne içine girilecek bir kapı ne de kalıntı bulamadık biz. Neronun ölümünden sonraki imparatorlar, Kolesyumun 25 katı büyüklüğündeki araziye yayılmış evi, mümkün olduğunca yerle bir etmişler zira. Ev, Kolesyumun karşısına denk gelen bir parkın içerisinde. Park, Roma’nın diğer parklarına hiç benzemiyor ama. Roma’da neresi güvenli değil derseniz artık bir cevabım var. Parkın neredeyse tamamı uyuşturucu çekenlerle doluydu güpegündüz. Ama öyle gizli saklı kuytu köşede değil,  güzelce yayılmışlar tüm parka, üstlerinde bir tek şort olan ne’düğü belirsiz tipler, ateşleri yakmış, alem yapan onlarca adam, çoğu kendinden geçmiş sızmış, gökte mi yerde mi belli değil tipler… Banklarda, çimenlerde yerlerde yatanlar inanılır gibi değildi manzara. Üstelik de parkın kapısında Carabinieri varken. Ben bu jandarmanın ne iş yaptığını çözemedim burada J


7- Caelian: Kolesyumla Caracala Hamamları arasına denk gelen kısım. Zamanının en gözde yerleşim yerlerinden birisi ve zengin muhitiymiş. Gerçi, arada havuzlu villalar falan gördük bu bölgede, şu anda da farklı mıdır bilemem J

Roma, yedi tepeli şehir olarak geçse de, yedi tepeli şehir aslında Antik Roma. Ama şimdiki Roma’da bahsetmeye değer güzel tepeler de var bence.

1- Pinchio Tepesi, Borghese parkının üzerinden Popolo Meydanına bakan seyir tepesi… Pinchio, tepeler içinde en güzellerinden bence. Zira hem baktığı meydan en güzeli, hem de tepeye çıkan yol üzerindeki heykeller ve ağaçlarla muhteşem bir fotoğraf karesi. Tepeden aşağıyı mınseyretmek yoksa aşağıdan tepeyi mi seyretmek daha keyifli bilmiyorum.



2-Gianicolo Tepesi: Gianicolo’ya tepe değil küçük bir dağ demek daha doğru sanki. Kışın gidiyorsanız yüremek tamam ama yaz günü kesinlikle otobüsle gitmek gerek. Roma’daki her parkta olduğu gibi burda da çocuklar için ponilere binme imkanı ve oyun alanı var. Vaktiniz varsa ormanın içinden kıvrıla kıvrıla aşağı yürüyün, oksijenin tadını çıkarın.


3-Piazza delle Muse: Şehrin gizli saklı kalmış, turistik olmayan bir tepesi Muse. Şehrin farklı bir silüetini görmek, yeşille doymak için birebir. Meydandaki cafeteryada bir Spritz içip, Tiber nehrini ve Villa Ada’nın yemyeşil ormanını seyrederek güneşi batırmak müthiş. Roma’daki tek cami de az da olsa tepeden görülüyor.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder